TAKDİM
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla,
Muhterem okuyucu, Yüce Allah'ın bizleri yaratıp bu dünyâya göndermekten muradı hiç şüphe yok ki kendisine kulluk etmemizdir. Kulluğun idrâkine, gerçek tad ve halâvetine ermek de ancak Resûlullah sallallâhu aleyhi ve selleme hakkı ile uymak ve teslîm olmakla mümkündür. Bunun için de onu tanıyanları ve sevenleri bulup onları izleyerek, emir ve direktiflerine itaat ederek yaşamak gerekir. Zîrâ ancak onların delâlet ve merhâmetleri ile Resûlullah'a vâsıl olunur.
Bir kul Resûlullah'a uyduğu nisbette Hakk'ın huzûrunda kıymet kazanır. Bu sebeple Sünnete uygun olmayan hiçbir amel ve hizmet Cenâb-ı Hak katında makbûl ve mûteber değildir. Ölçü bu olduğuna göre kendimizi Resûlullah'ı tanıyanlara ve sevenlere yaklaştırmalı, onların sevgi çemberlerine ve sohbet halkalarına havâle etmeli, gönlümüzü ve yüzümüzü o nûra tevcîh etmeliyiz. Tâ ki kalbimize ve rûhumuza oradan ışıklar yollansın ve bizi aydınlatsın, Çünkü kâinâtta var olan her şey o nûrun hürmetine var olmuş ve yaratılmıştır.
Nitekim Süleymân Çelebi (ks.)Mevlîd'inde buyurur:
Bir kez ol nûra tecellî kıldı Hak
Oldu ol nûr anda ol dem iki şak
Onun için dediler ona kalem
Hem dediler akl ü hem nûr-ı kıdem
Yâni Cenâb-ı Hakk'ın nûr-ı Muhammediye'ye bir kez tecellî etmesi neticesinde o nûr ikiye ayrıldı ve ondan kalem, akl ve nûr-ı kıdem meydana geldi. Kâinâtta var olan her şey bu nûr hürmetine husûle geldi ve onunla varlık âlemine nakşolundu.
Osmanlı ilim dünyâsının mümtâz şahsiyeti İsmâil Hakkı Bursevî (ks.) Hazretleri deŞerh-i Muhammediye'de şöyle der;
Çün tecellî eyledi eşyâya Cenâb-ı Kibriyâ
Zâhir oldu evvela nûr-ı Muhammed Mustafâ
On sekiz bin âlemin tahtına sultân eyleyip
Verdi esmâ kenzinin miftâhın Ona
Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem on sekiz bin âlemin pâdişahı olduğuna göre onların ihtiyaçlarını, dillerini, hâl ve yapılarını ona bildirdi. Cenâb-ı Hak, ilâhî hazinelerini de ona açtı. Esmâ-i ilâhiyesinin hazinelerinin anahtarlarını kendisine verdi. Böylelikle kime nasıl muâmele edeceğini murâd-ı Sübhâniyye istikametinde tesbit buyurdu ve bu hâl Resûlullah'ın ahlâkı ve metodu oldu.
Resûlullâh'ın (sav.) irfân mektebinde okuyan ve yetişen ârifler de insanlara aynı ahlâk ve üslûp ile davrandılar. bu sûretle yaratıcının mesajını, kullarına en güzel şekilde iletmiş oldular. Böyle olunca insanlar arasında dostluk ve sevgi bağları oluştu. Cemiyette bir huzur ortamı meydana geldi. Hâlen dünyânın kıvam ve devâmı bu yüce zâtların hürmetinedir.
O zâtlardan birisi olan İsmâil Hakkı Bursevî (ks.) Hazretleri'nin şu öğüdüne kulak verelim:
Hakkıyâ nûr-ı celâdet perde çekmiştir dile
Ol yüzü görmek dilersen aç gözün tevhîd ile
Yâni, ey Hakkı, senin gönül gözün perdelidir, bu sebeple gerçekleri idrâk edemezsin... Gel, tevhîd ile gönlündeki bu perdeleri gider de o mübârek yüzü gör. O yüzdeki nûrun aydınlığında eşyânın ve kâinâtın hakikatine er. Zîrâ bu hâlinle ne söyleneni duyar ne de okuduğunu anlayabilirsin.
Bizler de onların yazıp insanlığa armağan ettikleri eserleri tam olarak anlayabilmek için gönül gözlerimizi tevhîd laboratuarında tahlîl ve tedâvi ettirmeliyiz ki tevhîd nûrunun bereketiyle perdeler açılsın, şifreler çözülsün. Yine aynı nûrun bereketiyle Bursevî Hazretleri'nin (ks.)Muhammediyeşerhi olanFerahu'r-Rûhadlı eseri ve niceleri ile âşinâlık doğsun, nice sırlar açılsın ve nice müşküller hallolsun.
BuradaMuhammediyeve onun şerhiFerahu'r-Rûhhakkında kısa bilgi vermeyi gerekli görüyorum.Muhammediye, Yazıcıoğlu Mehmed'in Anadolu'da, Kırım ve Kazan gibi yörelerde sevilerek okunmuş manzum bir eseridir. Âlemin yaratılışından başlayarak Hazreti Muhammed aleyhisselâtü vesselâmın vefâtına kadar geçen olayları heyecan dolu bir dille anlatır. Daha sonra Deccâl'ın çıkışını, Hazreti Îsâ aleyhisselâmın nüzûlünü; kıyâmet, haşr, cennet, cehennem bahislerini içine alarak devam eder. Tasavvufî yönü de kuvvetli olanMuhammediye'de yer alan münâcât ve nâ'tlar coşkun bir Allah ve Peygamber sevgisini ifâde eden güzel parçalardır.Muhammediye1449 yılında Gelibolu'da tamamlanmıştır.Muhammediye'nin notlar ve açıklamalarla neşrini yapmış olan merhum Amil Çelebioğlu'nu (1934-1990) da bu vesileyle rahmetle yad edelim. Onun neşrinden biz de çok istifade ettik veMuhammediye'nin metnini yazarken bu neşri esas aldık.
Ferahu'r-Rûh, İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ks.)Muhammediyeşerhi olarak kaleme aldığı iki ciltlik değerli bir eseridir. Birçok yazma nüshası mevcut olup İstanbul'da iki, Kahire'de dört defa basılmıştır. İsmâil Hakkı Bursevî (ks.),Muhammediye'yi şerh ederken ihtiyaç gördüğü mısrâ ve beyitleri aldıktan sonra kelimelerin mânâlarını vermiş mısrâ ve beyitleri bazen kısa, bazen çok geniş olarak açıklamış, bölüm sonlarına "ilâhî" ve "li muharririhî" başlığı ile kendi şiirlerini koymuştur.Ferahu'r-Rûh'ta, o bölümde anlatılanların etrâfında yazılmış yüzlerce manzum parça vardır ve hepsi Bursevî Hazretleri'nin (ks.) dînî-tasavvufî heyecanlarını samîmiyetle ifâde ettiği gerçekten kudretli şiirlerdir. Bu ilâhîlerin birkaçı tarafımızdan şerh edilmiştir.
Ferahu'r-Rûh'u Latin harfleriyle yayınlarken olabildiği ölçüde sâdeleştirmeye gayret edildi.Muhammediyemetninin, kelimelerin, şerhlerin ve manzum parçaların birbirinden kolaylıkla ayırt edilmesine özen gösterildi. İlave ve şerhlerimiz, küçük punto ile ve içerden yazıldı, gereken yerlere dipnotlar düşüldü. Eser bölümlere ayrılarak mevzu başlıkları konuldu. Lügat ve şerhlerde alınmasına ihtiyaç görülmeyen bölümler (...) ile atlandı. Cildin sonuna bir lügatçe ilâve edildi.
Üzülerek kaydetmek gerekir ki mâzî ile diyaloğumuz zayıfladığından ecdâdımızın yazdığı değerli eserlere, günümüz insanına söyleyecekleri bir şey yokmuş nazarı ile bakılmış, yeniden yayınlanmalarına ihtiyaç duyulmamıştır. Bunun netîcesinde aradaki bağlar kopma noktasına gelmiştir. Halbuki o eserler muhtevaları, onları yazanlar da şahsiyetleri ile yaşamakta ve dünya üniversitelerinde inceleme konusu olarak ele alınmaktadırlar. Meselâ İsmâil Hakkı Bursevî (ks.) ve eserleri bu cümledendir.
Son yıllarda ülkemizde üniversite muhitlerinin desteği ve yayınevlerinin çabaları ile dînî-tasavvufî eserlerin peyderpey yayınlanması bizleri ümitlendirmekte ve sevindirmektedir. "Sevgi büyükten küçüğe, yukarıdan aşağıya doğru gelir" sözü uyarınca, o eserlere ilgi duyulmağa başlanmışsa bu, onların insanımıza ilgi duydukları mânâsına gelir. Bi-iznillah elimizden tutulacak, himmetlerine nâiliyetle nice irfân pınarları kaynamağa başlayacaktır.
Umulur ki birazcık gayretimiz ve samîmî taleplerimiz büyük feyizlere vesîle olacaktır. Gayret bizden, tevfîk ve inâyet Allah'ımızdandır. Rabbimiz muînimiz olsun ve bizleri dostlarına bağışlasın.
Amin, bicâhi Seyyidi'l-mürselin.
Hazırlayan:Mustafa Utku
Yayın Yılı: 2000
486 sayfa
İthal Kağıt
16x23,5 cm
Karton Kapak
ISBN:9789756799062
Dili: Türkçe
- Açıklama
TAKDİM
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla,Muhterem okuyucu, Yüce Allah'ın bizleri yaratıp bu dünyâya göndermekten muradı hiç şüphe yok ki kendisine kulluk etmemizdir. Kulluğun idrâkine, gerçek tad ve halâvetine ermek de ancak Resûlullah sallallâhu aleyhi ve selleme hakkı ile uymak ve teslîm olmakla mümkündür. Bunun için de onu tanıyanları ve sevenleri bulup onları izleyerek, emir ve direktiflerine itaat ederek yaşamak gerekir. Zîrâ ancak onların delâlet ve merhâmetleri ile Resûlullah'a vâsıl olunur.
Bir kul Resûlullah'a uyduğu nisbette Hakk'ın huzûrunda kıymet kazanır. Bu sebeple Sünnete uygun olmayan hiçbir amel ve hizmet Cenâb-ı Hak katında makbûl ve mûteber değildir. Ölçü bu olduğuna göre kendimizi Resûlullah'ı tanıyanlara ve sevenlere yaklaştırmalı, onların sevgi çemberlerine ve sohbet halkalarına havâle etmeli, gönlümüzü ve yüzümüzü o nûra tevcîh etmeliyiz. Tâ ki kalbimize ve rûhumuza oradan ışıklar yollansın ve bizi aydınlatsın, Çünkü kâinâtta var olan her şey o nûrun hürmetine var olmuş ve yaratılmıştır.
Nitekim Süleymân Çelebi (ks.)Mevlîd'inde buyurur:
Bir kez ol nûra tecellî kıldı Hak
Oldu ol nûr anda ol dem iki şak
Onun için dediler ona kalem
Hem dediler akl ü hem nûr-ı kıdem
Yâni Cenâb-ı Hakk'ın nûr-ı Muhammediye'ye bir kez tecellî etmesi neticesinde o nûr ikiye ayrıldı ve ondan kalem, akl ve nûr-ı kıdem meydana geldi. Kâinâtta var olan her şey bu nûr hürmetine husûle geldi ve onunla varlık âlemine nakşolundu.
Osmanlı ilim dünyâsının mümtâz şahsiyeti İsmâil Hakkı Bursevî (ks.) Hazretleri deŞerh-i Muhammediye'de şöyle der;
Çün tecellî eyledi eşyâya Cenâb-ı Kibriyâ
Zâhir oldu evvela nûr-ı Muhammed Mustafâ
On sekiz bin âlemin tahtına sultân eyleyip
Verdi esmâ kenzinin miftâhın Ona
Resûlullah sallallâhu aleyhi vesellem on sekiz bin âlemin pâdişahı olduğuna göre onların ihtiyaçlarını, dillerini, hâl ve yapılarını ona bildirdi. Cenâb-ı Hak, ilâhî hazinelerini de ona açtı. Esmâ-i ilâhiyesinin hazinelerinin anahtarlarını kendisine verdi. Böylelikle kime nasıl muâmele edeceğini murâd-ı Sübhâniyye istikametinde tesbit buyurdu ve bu hâl Resûlullah'ın ahlâkı ve metodu oldu.
Resûlullâh'ın (sav.) irfân mektebinde okuyan ve yetişen ârifler de insanlara aynı ahlâk ve üslûp ile davrandılar. bu sûretle yaratıcının mesajını, kullarına en güzel şekilde iletmiş oldular. Böyle olunca insanlar arasında dostluk ve sevgi bağları oluştu. Cemiyette bir huzur ortamı meydana geldi. Hâlen dünyânın kıvam ve devâmı bu yüce zâtların hürmetinedir.
O zâtlardan birisi olan İsmâil Hakkı Bursevî (ks.) Hazretleri'nin şu öğüdüne kulak verelim:
Hakkıyâ nûr-ı celâdet perde çekmiştir dile
Ol yüzü görmek dilersen aç gözün tevhîd ile
Yâni, ey Hakkı, senin gönül gözün perdelidir, bu sebeple gerçekleri idrâk edemezsin... Gel, tevhîd ile gönlündeki bu perdeleri gider de o mübârek yüzü gör. O yüzdeki nûrun aydınlığında eşyânın ve kâinâtın hakikatine er. Zîrâ bu hâlinle ne söyleneni duyar ne de okuduğunu anlayabilirsin.
Bizler de onların yazıp insanlığa armağan ettikleri eserleri tam olarak anlayabilmek için gönül gözlerimizi tevhîd laboratuarında tahlîl ve tedâvi ettirmeliyiz ki tevhîd nûrunun bereketiyle perdeler açılsın, şifreler çözülsün. Yine aynı nûrun bereketiyle Bursevî Hazretleri'nin (ks.)Muhammediyeşerhi olanFerahu'r-Rûhadlı eseri ve niceleri ile âşinâlık doğsun, nice sırlar açılsın ve nice müşküller hallolsun.
BuradaMuhammediyeve onun şerhiFerahu'r-Rûhhakkında kısa bilgi vermeyi gerekli görüyorum.Muhammediye, Yazıcıoğlu Mehmed'in Anadolu'da, Kırım ve Kazan gibi yörelerde sevilerek okunmuş manzum bir eseridir. Âlemin yaratılışından başlayarak Hazreti Muhammed aleyhisselâtü vesselâmın vefâtına kadar geçen olayları heyecan dolu bir dille anlatır. Daha sonra Deccâl'ın çıkışını, Hazreti Îsâ aleyhisselâmın nüzûlünü; kıyâmet, haşr, cennet, cehennem bahislerini içine alarak devam eder. Tasavvufî yönü de kuvvetli olanMuhammediye'de yer alan münâcât ve nâ'tlar coşkun bir Allah ve Peygamber sevgisini ifâde eden güzel parçalardır.Muhammediye1449 yılında Gelibolu'da tamamlanmıştır.Muhammediye'nin notlar ve açıklamalarla neşrini yapmış olan merhum Amil Çelebioğlu'nu (1934-1990) da bu vesileyle rahmetle yad edelim. Onun neşrinden biz de çok istifade ettik veMuhammediye'nin metnini yazarken bu neşri esas aldık.
Ferahu'r-Rûh, İsmâil Hakkı Bursevî'nin (ks.)Muhammediyeşerhi olarak kaleme aldığı iki ciltlik değerli bir eseridir. Birçok yazma nüshası mevcut olup İstanbul'da iki, Kahire'de dört defa basılmıştır. İsmâil Hakkı Bursevî (ks.),Muhammediye'yi şerh ederken ihtiyaç gördüğü mısrâ ve beyitleri aldıktan sonra kelimelerin mânâlarını vermiş mısrâ ve beyitleri bazen kısa, bazen çok geniş olarak açıklamış, bölüm sonlarına "ilâhî" ve "li muharririhî" başlığı ile kendi şiirlerini koymuştur.Ferahu'r-Rûh'ta, o bölümde anlatılanların etrâfında yazılmış yüzlerce manzum parça vardır ve hepsi Bursevî Hazretleri'nin (ks.) dînî-tasavvufî heyecanlarını samîmiyetle ifâde ettiği gerçekten kudretli şiirlerdir. Bu ilâhîlerin birkaçı tarafımızdan şerh edilmiştir.
Ferahu'r-Rûh'u Latin harfleriyle yayınlarken olabildiği ölçüde sâdeleştirmeye gayret edildi.Muhammediyemetninin, kelimelerin, şerhlerin ve manzum parçaların birbirinden kolaylıkla ayırt edilmesine özen gösterildi. İlave ve şerhlerimiz, küçük punto ile ve içerden yazıldı, gereken yerlere dipnotlar düşüldü. Eser bölümlere ayrılarak mevzu başlıkları konuldu. Lügat ve şerhlerde alınmasına ihtiyaç görülmeyen bölümler (...) ile atlandı. Cildin sonuna bir lügatçe ilâve edildi.
Üzülerek kaydetmek gerekir ki mâzî ile diyaloğumuz zayıfladığından ecdâdımızın yazdığı değerli eserlere, günümüz insanına söyleyecekleri bir şey yokmuş nazarı ile bakılmış, yeniden yayınlanmalarına ihtiyaç duyulmamıştır. Bunun netîcesinde aradaki bağlar kopma noktasına gelmiştir. Halbuki o eserler muhtevaları, onları yazanlar da şahsiyetleri ile yaşamakta ve dünya üniversitelerinde inceleme konusu olarak ele alınmaktadırlar. Meselâ İsmâil Hakkı Bursevî (ks.) ve eserleri bu cümledendir.
Son yıllarda ülkemizde üniversite muhitlerinin desteği ve yayınevlerinin çabaları ile dînî-tasavvufî eserlerin peyderpey yayınlanması bizleri ümitlendirmekte ve sevindirmektedir. "Sevgi büyükten küçüğe, yukarıdan aşağıya doğru gelir" sözü uyarınca, o eserlere ilgi duyulmağa başlanmışsa bu, onların insanımıza ilgi duydukları mânâsına gelir. Bi-iznillah elimizden tutulacak, himmetlerine nâiliyetle nice irfân pınarları kaynamağa başlayacaktır.
Umulur ki birazcık gayretimiz ve samîmî taleplerimiz büyük feyizlere vesîle olacaktır. Gayret bizden, tevfîk ve inâyet Allah'ımızdandır. Rabbimiz muînimiz olsun ve bizleri dostlarına bağışlasın.
Amin, bicâhi Seyyidi'l-mürselin.
Hazırlayan:Mustafa Utku
Yayın Yılı: 2000
486 sayfa
İthal Kağıt
16x23,5 cm
Karton Kapak
ISBN:9789756799062
Dili: TürkçeStok Kodu:9789756799062
- Taksit Seçenekleri
- Axess KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim103,65103,65252,72105,44335,65106,95427,15108,58522,00110,00618,58111,50716,21113,50814,39115,10912,98116,80Finansbank KartlarıTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim103,64103,64252,72105,43335,65106,95427,15108,58522,00110,00618,58111,50716,21113,50814,39115,10912,98116,80Bonus KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim103,64103,64252,72105,43335,65106,95427,15108,58522,00110,00618,58111,50716,21113,50814,39115,10912,98116,80Paraf KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim103,64103,64252,72105,43335,65106,95427,15108,58522,00110,00618,58111,50716,21113,50814,39115,10912,98116,80Maximum KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim103,64103,64252,72105,43335,65106,95427,15108,58522,00110,00618,58111,50716,21113,50814,39115,10912,98116,80World KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim103,64103,64252,72105,43335,65106,95427,15108,58522,00110,00618,58111,50716,21113,50814,39115,10912,98116,80Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim103,64103,642--3--4--5--6--7--8--9--
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.